Site Tasarım: Savaş Çekiç Uygulama: İkipixel

Bu sitede bulunan resimler ve dökümanlar M. Sinan Genim'e aittir ve izinsiz kullanılamazlar. Ancak gerekli izin alındıktan sonra ve kaynak gösterilmek kaydıyla kullanılabilir.

Köşe Yazıları

LYKURGOS ÜZERİNE

 

Plutarkhos (Plutarchus, MS 46-119) eserleriyle XVI. yüzyıldan XIX. yüzyıla değin Avrupa’da deneme ve yaşam öyküsü türleriyle tarih yazıcılığının gelişimini büyük ölçüde etkileyen bir Helen yazardır. Shakespeare’den Montaigne’ne pek çok yazarı derinden etkileyen Plutarkhos’un, sayısı 227’e ulaşan eserleri arasında “Paralel Hayatlar” ve “Ethika” en önemli kitabı olarak kabul edilir.

 

Yazdığı kitaplardan biri, muhtemelen MÖ VII. yüzyılda yaşadığı kabul edilen Sparta yöneticisi Lykurgos hakkındadır. Lykurgos hakkında günümüze ulaşan en eski metin MÖ V. yüzyıldan kalma “Heredot Tarihi”dir. Heredot kitabında, Lykurgos’un daha sonraları “Lykurgos Yasaları” adıyla anılan kanunları, Girit valisi olduğu dönemde derlediğini söyler. Plutarkhos ise bir dönem Anadolu ve Mısır’a seyahat eden Lykurgos’un buralardaki gözlemlerini bu yasaların oluşumunda kullandığını belirtir.

 

“... Bu arada Lakodemonialılar Lykurgos’un yokluğuna vahlanıyor, ikide bir haber salıyorlardı ona dönmesi için. Görüyorlardı ki krallarının unvanlar, şerefler dışında öteki yurttaşlardan ayrı bir yanları yoktu...” (s. 9)

 

Denge unsuru bir kurum: Senato

 

Lykurgos yurduna dönüp de herkesin bir beklenti içinde olduğunu görünce, düzeni toptan değiştirecek bir yasa dizisi hazırlamaya karar verir. Bu düzenlemenin ilk ve en önemli yeniliği, bir nevi senato kurumudur. Kralların giderek büyüyen ve bir anlamda şişen gücünü dengeleyecek, önemli kararlarda eşit söz hakkı getirecek ve yöneticilerin dizginlenmesini sağlayacak olan bir kurum gereklidir.

 

“... Senatonun var olmasının sebebi krala bağlı yöneticilerin bir o yana bir bu yana salıntı yapmasıdır...Yönetimde görev alanlar, bir kralın tarafını tutup zorbalığa, bir halkı tutup sözde demokrasiye kayıyorlardı. Bu iki yalpa arasına konan senato bir çeşit safra, bir karşı ağırlık olarak yönetimi dengelemekte, devlete güven, düzen ve süreklilik sağlamaktadır. Senatoyu oluşturan yirmi sekiz kişi, halkın isteklerine dur demek gerekince kraldan ve zorbalığı önlemek gerekince de halktan yana tavır koyuyorlardı...” (s. 10-11)

 

Lykurgos bu kurula o kadar önem vermektedir ki, Dephoi’den bunun için bir de kehanet getirir. “... İki başbuğ ile birlikte otuz kişilik bir senato kur, sonra mevsimden mevsime (muhtemelen yılda iki kere demek istenmekte) topla, danış ve dağıt ama halkın itiraz ve karar hakkı olsun...” Lykurgos’un kurduğu senato daha önce de belirttiğimiz gibi yirmi sekiz kişiden oluşan ve Gerousia adıyla anılan altmış yaşını geçmiş Sparta yurttaşları ile iki kralın katılımından oluşur.

 

Oligarşi dönemi

 

Üzerinden yüz otuz yıl kadar bir süre geçtikten sonra Kral Theopompos döneminde yönetim güçlü ve zorbaca bir oligarşiye dönüştüğünde yeni bir reform yapmak gerekir. “Apella” adıyla bilinen, otuz yaşını açmış erkeklerden oluşan ikinci bir meclis kurulur. Bu meclis içinden senato tarafından bir yıllık süre için seçilen ve “Ephoros” adı verilen yöneticilerin yetkisi sonsuzdur.

 

Ephoroslar, çoğunlukla tam bir zorbalıkla Sparta’yı yönetir, senato ile yargılama hakkını paylaşır, yasaları kendi görüşlerine göre uygularlardı. Bu nedenle halk yararına güçlerinin sertliğini azaltmaya yanaşmadıkları için türlü kargaşalıklara yol açmışlardır.

 

Ne kadar ideal yasalar olsa da toplumlar kargaşa çıkartmaya müsait oluşumlardır. “... Çünkü aslında insanlar arasında ayrılık ve eşitsizlik yoktur. Ayrılık ve eşitsizlik olsa olsa kötü davranışlarla iyi davranışlar arasında olabilir...” (s. 15)

 

“Burada söylenenler buradan dışarı çıkmaz”

 

Günümüzde uygulanması oldukça güç olan bir diğer yenilik ise ortak sofralar, herkesin aynı ekmek ve aynı yemeği yediği bir arada olduğu toplantılardı. Tüm ülke sathında, böylesi bir ortak sofra düzenini gerçekleştirmek mümkün olmasa da bu sofralarda söylenen bir sözü günümüzde de uygulamak mümkündür. “Burada söylenenler buradan dışarı çıkmaz.” (s. 21)

 

“... Bir ülkenin mutluluğu ve ahlaki düzeni için gerekli olan en önemli, en vazgeçilmez yöntemlerin kökleşip sarsılmaz hale gelmesi, bunların yurttaşlara verilen eğitim yoluyla törelere işlemesine bağlıdır; zor kullanarak elde edilen sonuç bundan sağlam olamaz...” (s. 23)

 

Lykurgos yasaları küçük bir kent devletinin yasalarıdır. Günümüzün büyük bir coğrafya üzerinde varlığını sürdüren devletlerinde uygulanması imkânsız gibidir. Ancak yasaların içerdiği ahlaki öneriler günümüzde de geçerliliğini korumaktadır.

 

Örneğin Lykurgos, bir düşmanla birkaç kez savaşmayı yasaklar; kendilerini savunmaya alıştırıp savaşçı olmalarını önlemek için bu yola başvurulmamasını öğütler. Daha sonraki yıllarda Kral Agesilaos döneminde Spartalıların sık sık savaştığı Thebaililer onlara kafa tutar hale gelir. Spartalılar bu nedenle Kral’ı uyarırlar; “... Bu durum verdiğin dersin güzel bir karşılığıdır, onların istemediği, beceremediği savaşı sen öğrettin onlara...” (s. 24)

 

Senatoya yurttaşlar arasından en iyi ve en akıllı olanlar seçilecek ve bu insanlara erdemlerinin karşılığı olarak ömürlerinin sonuna kadar devletin yönetiminde sarsılmaz bir yer verilecek, yurttaşlarının hayatı, şerefi ve bütün işlerin en önemlileri bu insanların elinde olacaktır.

 

Günümüzde bu tür görevlendirmelerin ömür boyu devam etmesinin düşünülmesi bile zor geliyor. Ancak Amerika Birleşik Devletleri Yüksek Mahkemesinin (Supreme Court of the United States) bin yıllar sonra aynı yöntemin uygulaması sonucu var olduğunu da hatırlamamız gerekir. 1787 Anayasası ile oluşturulan Yüksek Mahkeme dokuz üyeden oluşmaktadır. 1787’den günümüze kadar, 1805’de sadece bir üyesi yargılanmış ve suçsuz bulunmuş, bir üyesi ise 1969 yılında istifa etmiştir. İstenirse ülkemizde de benzer kurumlar oluşturulabilir ve onların güvenilir kararlar vermesi sağlanabilir. Bir ülkede demokrasinin yerleşmesi ve kökleşmesi için herkesin istisnasız uymak zorunda olduğu kurallara ve saygı duyulan kurumlara ihtiyaç vardır.

 

Plutarkhos’un, “Lykurgos’un Hayatı” isimli kitabının gelecek için bize yol gösterdiğini düşünmekteyim, okunduğunda faydalı olacağı görülecektir.

 

Plutarkhos, Lykurgos’un Hayatı, Çev. Sabahattin Eyüboğlu-Vedat Günyol, İstanbul, 2010.