Site Tasarım: Savaş Çekiç Uygulama: İkipixel

Bu sitede bulunan resimler ve dökümanlar M. Sinan Genim'e aittir ve izinsiz kullanılamazlar. Ancak gerekli izin alındıktan sonra ve kaynak gösterilmek kaydıyla kullanılabilir.

Köşe Yazıları

SANATIN EKONOMİYE KATKISI BÜYÜK OLUR

VERONA AMFİTİYATROSU

 

Günümüzde Verona, İtalya’nın kuzeyinde Veneto yönetim bölgesinde yer alan nüfusu üç yüz bin dolaylarında olan, tarım ürünlerinin yanı sıra, makine, kimya, kâğıt ve şeker sanayileri bulunan bir şehirdir. Ancak son zamanlarda tüm dünya Verona’yı sahip olduğu gerek ekonomik gerekse kültür varlıkları açısından değil, her yaz yaptığı “Opera Festivalleri” ile tanımaktadır.

 

Verona Kuzey İtalya’nın en zengin Roma dönemi kalıntılarının bulunduğu bir şehirdir. Bu kalıntıların en önemlisi olan “Arena di Verona” MS 30 yılında, o dönemde şehir surlarının dışındaki bir alanda inşa edilmiştir. Türünün en iyi korunmuş yapılarından biri olan arenanın yaklaşık kapasitesinin otuz bin kişi olduğu hesaplanmaktadır. 1117 yılında meydana gelen büyük bir deprem sonrası en üst bölümünün dört aksı hariç tümüyle yıkıldığı söylenmektedir. Ancak erken tarihli bir gravürde bu bölümün bir bütün hâlinde varlığı görülmektedir.

 

Verona Arenası’nın opera olarak kullanımına ait ilk girişimlerin Rönesans döneminde olduğu anlaşılmaktadır. Olağanüstü akustiği nedeniyle 1850’li yıllarda arenada bazı opera oyunlarının sahnelendiği bilinmektedir. 1913 yılında İtalyan tenor Giovanni Zenatello ve finansör Ottone Rovato’nun girişimleriyle arenada periyodik olarak operalar sahnelenmeye başlar. Verdi’nin 1813’deki doğumunun yüzüncü yıldönümü 10 Ağustos 1913 günü burada kutlanır. Sahnelenen Aida Operası’na dönemin önemli müzisyenleri olan Puccini ve Mascagni’de katılır. Dünyanın en önemli sanatçılarının katıldığı bu gösteriler Verona’yı popüler yapmıştır. Dünyada kendi gelirinden fazlasını veren iki operadan (Milano la Scala ve Verona) biri olduğu bilinmektedir. Arenanın resmî satış mağazasının da gösteriler kadar gelir getirici olduğu belirtilmektedir.

 

2026 Kış Paralimpik Oyunları

Verona Amfitiyatrosu’nun eski gravür ve fotoğraflarını karşılaştırdığımda, en üst bölümünde yer alan dört aksın son fotoğraflarda görülmediğinin farkına vardım. Bir dönem yirmi bin kişinin seyrettiği gösteriler bir süreden beri güvenlik nedeniyle on beş bin kişiye indirilmiş. Bu kararla seyircilerin can ve mal güvenliğini tehdit eden bu bölüm muhtemelen kaldırılmış olmalı. 2011 yılında ses güçlendirme sistemi kuruluncaya kadar arenada herhangi bir mikrofon ve hoparlör kullanılmadığı, ancak giderek artan talep üzerine o tarihten beri güçlü bir ses sisteminin oluşturduğu yazmakta.

 

Yaz aylarında yapılan opera gösterilerinin yanı sıra son zamanlarda otuz yedi yıldır bölgedeki en yüksek konser rekorunu elinde tutan Zucchero Fornaciari’nin de aralarında bulunduğu uluslararası rock ve pop gruplarına da ev sahipliği yapmaktadır.

 

Verona Amfitiyatrosu’nun opera gösterileri vasıtasıyla kazandığı ün o kadar büyüktür ki; Milano ve Cortina d’Ampezzo şehirlerinde 6-22 Şubat 2026 tarihleri arasında yapılacak olan 2026 yılı Kış Olimpiyatları’nın kapanış töreni ile iki hafta sonra yapılacak olan 2026 Kış Paralimpik Oyunları’nın açılış töreni bu tiyatroda yapılacaktır.

 

100. yıl kutlaması

2023 yılı opera etkinliklerinin başlangıcının yüz onuncu yılıdır, ancak savaş nedeniyle 1915-1918 ve 1940-1945 yılları arasında on kez festival yapılamaz bu nedenle 2023 yılı bu arenada oynanan oyunların 100. Yılı olarak kutlanacaktır. 17 Haziran-31 Ağustos 2023 tarihleri arasında on üç adet gösteri planlanmış ve biletleri internet üzerinden satışa sunulmuştur. 17 Haziran 2023 günü yapılacak ilk gösteri “Aida Operası”dır ve bilet ücreti 195 Euro’dur. Diğer gösterilerin bilet ücretleri ise şimdilik 39 Euro’dan başlamaktadır. Gösterilerin on beş bin kişi tarafından izlendiği, Aida Operası için bir gecelik gişe gelirinin 2.925.000 Euro (yaklaşık 63 milyon TL) diğer gösteriler için ise yaklaşık altı yüz bin Euro (yaklaşık 13 milyon TL) olduğu hesaplanabilir. Verona Amfitiyatrosu’ndaki bir yıllık gişe geliri en az 200 milyon TL’dir. Bu gösterilere katılmak için Verona ve yakın çevresinde konaklayanların, otel, yeme-içme ve alışverişlerinden gelen gelirin ise en az 500 milyon TL olacağını düşünmekteyim.

 

Geçmişten kalan bir kültürel emanetin günümüzün beklentileri doğrultusunda yeniden düzenlenmesi, orijinal fonksiyonuna uygun şekilde gösteri amaçlı kullanılmasının Verona’ya nasıl bir ekonomik güç sağladığını anlamak gerekir. Ülkemiz buna benzer çok sayıda (bir açıklamaya göre 147 adet) antik tiyatroya sahiptir. Ülkemizin kısıtlı sermayesiyle bu yapıları zaman zaman restore etmekteyiz. Restore ettiğimiz yapıların hemen hemen hiç bir getirisi olmadığı için yatırım yapılacak alanların en alt sırasında yer almaktadır. Halbuki biraz aklımızı kullansak, bu yapıları çağdaş beklentileri karşılayacak şekilde onarsak ve benzer gösteri oyunlarına tahsis etsek acaba ne kaybederiz? Benim düşünceme göre hemen hiçbir zararımız olmaz, tam aksine bu yapılar devamlı olarak bakım görür, çevresindeki insanlara ekonomik katkı sağladığı için üzerlerine titrenir ve sahiplenilir. Ülke olarak zenginleşmemiz, farklı düşünceler gerçekleştirmemiz gerekiyor. Bir grup insan böylesi atılımlar yapılmasına mâni oluyor. Adil bir paylaşımın getirdiği her zenginleşme ülkemizin güvenlik, eğitim, sağlık başta olmak üzere pek çok dalda ileri bir düzeye geçmesine yardımcı olacaktır.

 

“Oturup ağlamak yerine, çalışmalı, yeni düşünceler geliştirmeli ve onları hayata geçirmeliyiz!”