Mekânsal Hafıza ve İstanbul

Mekânsal Hafıza ve İstanbul

KAYDIRIN

< Geri dönün

Eğer bu kitabı detaylı bir şekilde incelemek isterseniz, lütfen tıklayarak sayfa sayfa keşfedin.

MEKÂNSAL HAFIZA ve İSTANBUL

KENT VE RESTORASYON ÜZERINE DÜŞÜNCELER | Ed. Dilek Karagöz, İstanbul, 2023

Kavramların ve kelimelerin anlamları üzerine düşünmenin, etkili bir bilinç inşa etmek için her zaman çok önemli olduğuna inanırım. Türkçemizde birbirine yakın anlamlara sahip çok sayıda kelime ve kavram bulunur. Ancak çoğunlukla günlük hayatta kullandığımız kavramlar üzerinde düşünüp, birbirine benzer sandığımız kelimelerin anlam ayrımlarının farkına vardığımızda, dil-düşünce derinliğinin önemini ve bunun kültürümüzü nasıl şekillendirdiğini kavramak mümkün olur.

Bu konuya örnek “Sahiplenmek”, “Saklamak”, “Korumak”, “Değer / kıymet bilmek” gibi kelimelerin anlam ayrımı, mimari ve restorasyon alanındaki çalışmaların da nitelik ayrımını doğru anlatmakta etkilidir.

Özellikle bizim gibi toplumlarda, “Sahiplenmek” öne çıkan bir duygudur. Değer atfettiğimiz mekânlara, durumlara, eşyalara davranışlarımız “Sahip olmak” hissi etrafında şekillenir. Paylaşmak yerine saklamak, biriktirmek hatta istif etmek, “Değer vermek” yerine geçer. Ancak genel olarak sahiplenme duygusunun altında üç temel olgu vardır: yarar ve etki, kişilik ve kimlik, son olarak da mekân mülkiyetine sahibi olma. Dolayısıyla biz değer verdiğimiz eşya ve mekânları yeniden kullanıma açmak yerine onları sandıklarda saklamayı severiz.

Bu “Koruma” anlayışı mimari faaliyetlerimizden önemli bir alan olan restorasyon çalışmalarımıza da yansır. Çokça dile getirilen popülist söylemler; olduğu gibi korumak, ilk yapıldığı zamandaki taşıyıcı sistemi muhafaza etmek, geleneksel malzeme ve yapım tekniklerini kullanmak, fonksiyonu değişmeyen, içinde insan yaşantısının devam etmediği bazı seyirlik yapılar için mümkün olabilir. Ne var ki yeniden hayat bulmasını, değişik fonksiyonlar da olsa içinde insan yaşantısının devam etmesini istediğimiz yapılar için ise mümkün değildir.

Ne yazık ki bugün toplumumuzun büyük bir kısmı, “Restorasyon” kelimesinden, her şeyin ilk yapıldığı gibi kalması gerektiğini anlamaktadır. Bürokratik kademelerde oldukça yaygın olan bu düşünce, yeni atılımları önlemekte, var olan kültür varlıklarının tümünün müzelik bir obje olarak algılanmasına neden olmaktadır. Ülkemiz korunması gerekli kültür varlıkları açısından çok büyük bir potansiyele sahiptir. Tüm bu varlıkları insan yaşantısından uzak tutmaya çalışan, onlara seyirlik bir obje anlayışıyla bakan bir düşünce yapısının sonsuza kadar devam etmesi düşünülemez.

Öte yandan bir mekânın kıymetini bilip korumak, onu bi’nevi sandıklarda saklamaktan ziyade o mekânı tanımak ve ondaki geçmişin izlerini bugünle sentezlemekle mümkündür. Dolayısıyla hafızasında barındırdıklarına saygı duymaktır çünkü hafıza bilinçtir. Biz ancak içinde yaşadığımız kentin hafızasını öğrenerek ve böylece kendi hafızamızı diri tutarak onu koruyabiliriz ve onun kıymetini bilebiliriz.

Dünyada hiçbir kentin sahip olmadığı eşsiz özellikler barındıran İstanbul’da ve medeniyetler beşiği Anadolu’da yaşayan çoğu kişinin, nerede yaşadığının farkında olmadığını düşünüyorum. Yaşadığımız coğrafyaya ait bilgilerimizin çoğu yarım yamalak, kulaktan dolma, efsane veya hikâyelere dayanıyor. Çok az kişinin merak edip yüzlerce yıl boyunca birikmiş kültürel miras hakkında bilgi edinmek için çaba gösterdiğini düşünüyorum.

İçinde yaşadığı şehri tanımayan, onun nelere malik olduğunun farkında olmayan insanların o şehri nasıl koruyabileceğini anlamak gerçekten zor. Oysa biraz gayret göstererek, “Bastığımız yeri toprak diyerek geçmeyip” tanısak, sırtımızda taşıdığımız zenginlik ve kültürel miras, hepimizi daha mutlu ve özgüvenli hissettirecek, dolayısıyla geleceğe daha güçlü yürümemizi sağlayacak potansiyele sahiptir.

Yeter ki farkına varalım ve hafızamızı güçlü tutalım... Bu kitabın oluşmasının hemen her safhasında yoğun emek harcayan, uzun yıllardır birlikte çalışmaktan mutlu olduğum, Belma Barış Kurtel’e teşekkür ederim.

Aynı şekilde kitabı yayına hazırlayan Dilek Karagöz ve basımı için emek veren dostum Bülent Katkak, Tülay Taşdemir, Tuğba Subaşıoğlu ve emeği geçen herkese çok teşekkür ederim...

Yenilem Proje Danışmanlık Ticaret A.Ş. © 2024. Her Hakkı Saklıdır. Site: İkipixel

TAKİP EDİN