Karaköy Fransız Geçidi
-
KATEGORİ
- Tarihsel
- Ticari
-
LOKASYON
İstanbul
-
YIL
1978
KARAKÖY FRANSIZ GEÇİDİ
Günümüzde Beyoğlu’nun küçük bir parçasını oluşturan Galata, Tophane, Azapkapı ve Galata Kulesi arasında kalan bölgenin adıdır. İstanbul’un yerleşim tarihi kadar eski olan bölgenin hangi tarihte iskân edilmeye başlandığını ne yazık ki bilmiyoruz. İlk çağın sonlarında Haliç’in kuzeyinde Sykai (Sycae: İncirlik) adıyla anılan bir küçük yerleşim bölgesinin etrafı I. Constantin (324-337) tarafından surla çevrilir. II. Theodosius (408-450) devrinde Sykai’de bölgelere (Regio) ayrılan İstanbul’un şehir sınırları içine alınıp, XIII. Regio olarak adlandırılır.
XIII. Bölge içinde kilise, forum, hamamlar, tiyatro, liman tesisleri ve 431 büyük ev vardır. Eski Grek dilinde Peran en Sykais (karşı yakada Sykai) olarak da adlandırılan bölgenin daha geniş bir kesimi daha sonraları yalnızca Pera-Beyoğlu olarak anılır.
Galata’nın, İstanbul’dan biraz daha özerk yerleşim bölgesine dönüşmesi Latin İstilası sonrası (1261) Cenevizlilerin buraya yerleşmesiyle başlar. Artık, Galata her ne kadar XIII. Bölge olarak adlandırılıyorsa da, şehrin kısmen özerk, ticari yoğunluklu bir yerleşim birimidir. Bu özellik, İstanbul’u fethimize kadar sürer. Cenevizliler tıpkı Latin İstilası sırasında yaptıkları gibi, fetih sırasında da tipik bir tüccar toplumu gibi her iki tarafa da hoş görünüp tarafsız kalınca, Osmanlı İmparatorluğu döneminde de uzun süre bağımsız yerleşim birimi gibi hareket ederler. Bu nedenle 1960’lara kadar İstanbul’a göre Galata ve Beyoğlu daha batı görünüşlüdür.
Sirkeci, Eminönü, Unkapanı kıyısının Anadolu ve doğu limanlarıyla, Karaköy ve Galata limanlarının batıyla bağlantıları vardır. Batıdan gelenler, genellikle ilk olarak Galata’da kıyıya çıkarlar, elçilikler (İran hariç) ve batı kökenli ticari şirketler hep bu bölgeye yerleşmişlerdir. Galata kıyılarında bazı batılı şirketlerin kendilerine özel iskeleler yaptıklarını, kendi depolama tesislerinin bulunduğunu, Suriçi’nde bulunan yerleşim birimleriyle, bağlantılı özel kapılarının olduğunu yazılı kaynaklar belirtir.
Galata surları çevresinde çeşitli adlarla anılan yirmiye yakın kapı vardır. İşte bu kapılardan Tophane’ye yakın “Kireç Kapı” ile kıyı arasında bugünkü Karaköy Karakolu’nun (Voyvoda Karakolu) yanında 1860 yılında Fransız Geçidi-Cité Français inşa edilir.
Galata Suriçi’nin bu bölgesinde Fransız tüccarlarının evlerinin bulunduğunu ve her çarşamba günü bu çevrede pazar kurulduğunu Carbognano belirtmektedir. Kıyıya çıkarılan ticari malların Fransız ticaret bölgesine taşınması için kullanılması yapının belki de Fransız Geçidi adıyla anılmasına yol açtı. Osmanlı başkentine ve imparatorluğun öteki iskelelerine Fransız tüccarların yerleşmesi XVII. yüzyılın ikinci yarısında pek yoğun değilse de Marsilya Ticaret Odası’nın bu noktaya dikkatini çekecek ve Fransız Devleti’nden bu konuda kurallar koymasını isteyecek kadar güçlüdür. Özellikle Eylül 1685’de kurulan Fransız “Akdeniz Ticaret Kumpanyası”nın desteği ve politik gelişmeler sonucu bu yerleşme hızı artar, Türk-Fransız yakınlaşması Venediklilerin silinmesine, İngiliz ve Hollandalıların gerilemesine yol açar.
1965 yılında ilk kez gördüğümde; yüz yirmi yılın yıpratıcı etkileri sonunda harap olmuştu, yenilenmesi ve değişen mimari anlayışa uygun olarak restore edilmesi gerekiyordu.
Neoklasik mimarinin erken örneklerinden olan yapı, yükselen yol ve zeminde meydana gelen oturmalar nedeniyle Rıhtım Caddesi’nin yaklaşık yüz elli santimetre altında kalmış, sık sık sahip değiştirmesinin getirdiği bakımsızlık, kötü kullanım nedeniyle kısmen terk edilmiş ve köhneleşmiş bir haldeyken 1976 yılında yapıyı yenileme teklifi aldık. 14.7.1978, 10631 sayılı Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu Kararı ile Fransız Geçidi “Korunması Gerekli Sivil Mimarlık Örneği” olarak tescil edildi. 12.5.1979 gün, 11160 sayılı kararla rölövelerimiz, 11.9.1982 gün, 15131 sayılı kararla da yenileme projelerimiz onaylandı.
1982 yılından 1992 yılına kadar bürokratik engeller aşılmış ve 1992 yılında söküm işlemlerine başlanarak, zemin takviyesine başlanmıştır. Yapının yeniden yapımı sırasında, otuz beş metre derinliğe kadar inen 112 adet kazık çakılmıştır.
Eski yapıya ait demir döküm kapılar, pencere, balkon korkulukları eksiklikleri tamamlanarak ve temizlenerek yeniden kullanılmış, yapının tahrip olan bölümleri orijinal örneklere uygun olarak yenilenmiş, gelişen ve değişen iç mekân anlayışı ise yeni planlamanın temelini oluşturmuştur. İmar Planı’na göre altı kat (h=18,50 m) olarak belirlenen ve Mumhane Caddesi boyunca uzanan 26 No’lu parseldeki yapı yüksekliği aynen korunmuş, Rıhtım Caddesi tarafındaki 3 No’lu parseldeki iki blok ise İmar Planı’na uygun olarak eklenen üç kat ile birleştirilmiştir. 118 adet dükkân ve mağazadan oluşan yapı Karaköy’ün bu bölgesine özlenen canlılığın gelmesine yol açmıştır.
Giderek yorulan ve eskiyen Karaköy’ün bu bölgesindeki mevcut yapılara karşın yeniden hayat bulan Fransız Geçidi’nin aydınlık, güleryüzlü, çevreyi teşvik edici ve insanları mutlu etmesini düşledik, ancak bölgenin şartları bir süre bu isteğimizin gerçekleşmesini erteledi. Son zamanlarda giderek artan bir hızla kafe ve lokantalar ile donanması sanırım uzun yıllar sonra düşlerimizin gerçeğe dönmesini sağlıyor...
KÜNYE
Mimari Tasarım | M. Sinan Genim |
Proje Yöneticisi | Nesrin Küçükbayrak |
Proje Ekibi | Nesrin Küçükbayrak Nesrin Taşkın |
Statik | Fonksiyon Mühendislik Attila Çaydamlı |
Mekanik | Halil Oğut |
Elektrik | Erol Çığırgan |
İşveren | Narmanlı, Bilimer |
İşlev | Ticaret Merkezi |
Proje Yılı | 1978-1982 |
Yapım Yılı | 1992-1994 |
Arsa Alanı | 2.317 m2 |
İnşaat Alanı | 8.013 m2 |