Doğu Ülkeleri Tarihinin Altın Çağı...
DOĞU ÜLKELERİ TARİHİNİN ALTIN ÇAĞI
Milliyet Gazetesi, 28 Ocak 2024, s. 7.
21 Ocak 2024 tarihli yazımda sizlere Eremya Çelebi Kömürciyan’ın “İstanbul Tarihi” adlı kitabını tanıtmıştım. Hrand Der Andreasyan’ın 65 sayfalık orijinal metni dipnotları ve açıklamalarla ne kadar zenginleştirdiğinden sık sık bahsederim. Geçmiş dönemlere ait her kitap ister tercüme ister Eski Türkçe olsun, günümüz okuru tarafından anlaşılacak kelimeler kullanılarak hazırlanmalı, merak uyandıracak şekilde dipnotlar ve açıklamalarla desteklenmelidir.
Doğu Ülkeleri Tarihinin Altın Çağı
Korykoslu Hayton’un, “Doğu Ülkeleri Tarihinin Altın Çağı” isimli kitabını okuyunca, Altay Tayfun Özcan’ın bu tercüme için ne kadar emek ve zaman harcadığını anladım ve kendisini takdir ettim.
Dört kitaptan oluşan eserin bir de giriş bölümü bulunuyor. Orijinali dört kitap, toplam 263 sayfadan oluşuyor, ancak kitabın bu kadar genişlemesinin tek nedeni dipnot ve açıklamalarla zenginleştirilmiş olması. Kitap tercüme edilirken 927 adet dipnot ile desteklenmiş. Ayrıca geniş bir kaynakça ile detaylı bir dizin içeriyor. Kitapta yer alan isimlerin bizim dilimizdeki karşılıkları araştırılmış ve tercüme edilen metinde onlara da yer verilmiş.
Bu vesile ile Altay Tayfun Özcan’a, dilimize böylesi bir eser kazandırdığı, tercümenin ve akademik çalışmanın önemini bir kez daha hatırlattığı için teşekkür ederim.
Korykoslu Hayton
Korykoslu Hayton, Kilikya Ermeni Kralı I. Hetum’un (1226-1270) kardeşi Oşin’in üç oğlundan biri olarak 1240’lı yılların başında dünyaya gelir. Kral I. Hetum tâbi durumda olduğu Anadolu Selçuklu Sultanlığı’nın Kösedağ Savaşı (1243) sırasında Moğollara yenilmesinden sonra, yeni bir dönemin başladığını fark eder, Moğollarla temas kurar ve kendisine sığınan II. Gıyâseddin Keyhüsrev’in annesi ve beraberindekileri Moğol hükümdarı Baycu’ya göndererek desteğini sağlamaya çalışır. Kral I. Hetum aldığı bu kararla, adeta Müslüman okyanusunun ortasında adacık gibi kalan yeni kurulmuş devletine güçlü bir koruyucu sağlamıştır. Daha sonra Kilikya Ermenileri Moğol Ordusu’nun bir parçası olarak seferlere iştirak ederler. Hanedanın sıradan prenslerinden biri olan Hayton, 1277 yılında günümüz Mersin ilinin Erdemli ilçesi sınırları içinde kalan Korykos şehrinin idareciliğini üstlenir. Babası Oşin’in politikalarını takip eden Hayton Latinlerle yakın ilişkiler kurarak, Kıbrıs Haçlı Kralı Guy d’Ibelin’in kızı Isabel ile evlenir. Bu evlilik dönemin siyasi-ticari şartları göz önüne alındığında önemli bir gelişmedir. 1305 yılında Kilikya’ya yönelen Memlûk Ordusu’na karşı koyanlardan biri olur. Savaş sonrası kendini dinî yaşama adamak üzere hazırlıklara girişir. Kısa süre sonra Premonstratensian Tarikatı’na katılır ve Papa V. Clemens tarafından 1306 yılında Hayton’un “Epiphane” adıyla bahsettiği Güney İtalya’daki “S. Maria de Episcopia Manastırı”nda görevlendirilir. Hayton, 1306 yılı sonlarında Papa V. Clemens’in o sırada bulunduğu Poitiers’e giderek Papa’nın huzuruna çıkar. Bu ziyaretini Ağustos 1307 yılında Papa’nın emri üzerine hazırladığı “Doğu Ülkeleri Tarihinin Altın Çağı” kitabını takdim etmesi izler.
Öneriler
Bölgede, 1230’lu yıllardan 1260’lı yıllara kadar süren Moğol saldırıları sonucu ayakta kalan ve kalabilmeyi düşünen tek bir Müslüman devleti bile bulunmamaktadır. Hayton için Moğollar, Ortadoğu’da İslami bir güç olmaktan çok yegâne kuvvettir. Bu sırada Ortadoğu’ya, Moğollarla ittifak içinde bir Haçlı Seferi düzenlenecek olsa, bütün bu coğrafya yeniden Hristiyan hâkimiyetine girecektir. Bu düşünce ile Hayton Müslüman ülkelerin ve özellikle Mısır’da bulunan Memlûk hâkimiyetinin güçlü ve zayıf yönlerini belirten bir dizi değerlendirme yapar (s. 35-37). Ancak sunduğu Haçlı Seferi tasarısı arzu ettiği şekilde bir seferin ortaya çıkması için yeterli değildir. Bu durum Hayton’un önerileriyle ilgili olmayıp, Avrupa’nın böylesi bir sefere çıkmak için gerekli iktisadi ve moral gücünün olmaması ile ilgilidir. Hayton kitabını Fransızca olarak yazar ve daha sonra Latinceye çevrilir. Hâlen üç kopyası Paris Kütüphanesinde bir kopyası ise Viyana Kütüphanesinde bulunan kitap; İngilizce, Almanca, İtalyanca, Flemenkçe, İspanyolca gibi çok sayıda dile tercüme edilmiştir.
Birinci kitap
Dört kitaptan oluşan bu eserin birinci kitabında kısa bölümler hâlinde Kilikya çevresinde yer alan ülkelerin bulunduğu alanlar ve bu ülkelerde yaşayanlar, iktisadi durumları, şehirleri ve özellikle ordularının gücünden bahseder.
İkinci kitap
İkinci kitap ise “Asya İmparatorlarına Dair” başlığını taşımakta olup, Pers, İslam, Türkmen, Harzem ve Ermeni devletlerini anlatır.
Üçüncü kitap
En geniş olan üçüncü kitapta ise yer yer Tatarlar olarak bahsettiği Moğolları, onların Ortadoğu’daki savaşlarını ve istilalarını anlatır. Bu bölümde özellikle Cengiz Han hakkında detaylı bilgi vermektedir. Ayrıca Ermeni Kralı I. Hetum’un, Moğolların Türkiye’ye kadar olan ülkelerin tamamını kendilerine bağladıklarını görerek, bilgelerin görüşlerini kabulle, şefkat ve sevgisini kazanmak için Moğolların Büyük İmparatoru Möngke Han’ın bulunduğu Almalık kentine gitmesi anlatılmaktadır.
Kırk dokuz bölümden oluşan üçüncü kitap, “Doğu Ülkeleri Tarihi”nin en geniş bölümüdür. Bu bölümde Korykoslu Hayton, Moğolların kökeninden Cengiz Han’ın onları nasıl birleştirdiğinden, güçlü bir ordu kurarak nasıl bilinen dünyanın büyük bir kısmına hâkim olduğundan söz eder.
“Cengiz Han, Belgian dağı civarındaki toprakların tamamını ele geçirdikten ve barış ile huzur içinde kendine bağladıktan sonra bir gece bir başka rüya daha görür. Beyaz bir savaşçı ona dedi ki: ‘Cengiz Han, ölümsüz Tanrının isteği, Belgian dağının batısına geçmendir ülkeleri ve hükümdarlıkları ele geçireceksin ve ahalisini imparatorluğunun tabisi kılacaksın. Sana konuşanın ölümsüz Tanrının bir parçası olduğuna inanıldığından ayağa kalk ve halkınla birlikte Belgian dağından, dağın denize karıştığı yerlere kadar ilerle. Bu mıntıkaya tırmanarak ve doğuya doğru dokuz kere diz çöküp ölümsüz Tanrıya dokuz kere tapınacaksın. Mutlak güç sahibi olan, sana geçmek için uygun yeri gösterecektir.” (s. 109-110)
“Tatarlar (Moğollar) tek bir Tanrıya inanır ve her işlerinde onun adını anarlar.” (s. 235)
Dördüncü kitap
“Düşmana karşı savaşmak isteyen bir kimsenin şu dört hususu planlaması ve bilmesi lazımdır. Bunlardan birincisi düşman ve asilere karşı savaşırken haklı bir nedene sahip olmalıdır. İkincisi kendi gücünü hesap etmesi, saldırı sırasında ortaya çıkacak gider ve ihtiyaçlarını kendini sınırlamaksızın kâfi derecede elinde bulundurması lazımdır. Üçüncü olarak düşmanın niyetini, içinde bulunduğu durum ve hâli iyice araştırmak zorundadır. Dördüncü olarak savaşı doğru zamanda başlatmalıdır.” (s. 245).
Anlaşılan akıllı insanlar savaş denilen olayı değerlendirmekte binlerce yıldır aynı görüştedirler. Günümüzden iki bin beş yüz yıl önce Sun Tzu’nun (Sun Zi) “Savaş Sanatı” isimli kitabında, yaklaşık bin yıl önce Büyük Selçuklu Devleti veziri Nizamü’l-Mülk’ün “Siyasetname” isimli eserinde, beş yüz yılı aşkın süre önce Niccolò Machiavelli’nin “Prens” yahut “Hükümdar” isimli eserinde aynı konulara değinilir.
Anadolu’nun tarihi coğrafyası hakkında bilgi sahibi olmak için okunması gereken enteresan bir kitap. Son zamanlarda okuduğum kitaplar arasında dipnotlarla zenginleştirilmiş tek kitaptı diyebilirim. Pek çok çevirmenin örnek alması gereken bir kitap olduğunu düşünmekteyim...
Eremya Çelebi Kömürciyan, (Tercüme ve Notlayan Hrand D. Andreasyan, Yeni Notlarla Yay. Haz. Kevork Pamukciyan), İstanbul Tarihi, İstanbul, 1988.
Korykoslu Hayton, (Latinceden Çeviren ve Notlandıran Altay Tayfun Özcan), Doğu Ülkeleri Tarihinin Altın Çağı, İstanbul, 2023.