Notre Dame Katedrali Açılıyor...
NOTRE DAME KATEDRALİ AÇILIYOR
Milliyet Pazar, 1 Aralık 2024, s. 4.
Sen Nehri üzerinde yer alan Île de la Cité Adası’nda bulunan Notre Dame Katedrali (Cathédrale Notre Dame de Paris), Gotik mimarisin en önemli eserlerinden biri olduğu kadar, Paris’in de en ünlü binalarındandır. Muhtemelen Pagan döneminde Zeus / Jupiter Tapınağı’nın bulunduğu alanda, farklı dönemlerde yapılmış iki ayrı bazilikanın birleştirilme düşüncesiyle yola çıkan dönemin Paris Piskoposu Maurice de Sully’nin girişimiyle Meryem Ana’ya adanan bu yapının 1163 yılında yapımına başlanır.
Notre Dame’ın Kamburu
Yapımına VII. Louis’in hükümdarlığı döneminde (1137-1180) başlanan yapı, zaman içinde çeşitli bölümler hâlinde ibadete açılır. Bugünkü görünüşüne büyük oranda yüz yetmiş dokuz yıl sonra 1345 yılında kavuşur. Zaman içinde çok sayıda onarım geçiren yapı en büyük tehlikeyi 14 Şubat 1831 günü yaşar. Bir grup isyancı katedrali basar ve çatıya çıkarak devasa boyuttaki demir haçı devirir. Bu baskın sırasında bazı vitraylar, Meryem Ana ve Hz. İsa heykelleri zarar görür. Bir süre sonra bakımsızlıktan ötürü tehlike arz ettiği için yıkılması önerilir. Bu görüşe karşı çıkan Victor Hugo, halkın yapıya olan ilgisini artırmak için ünlü “Notre Dame’ın Kamburu” adlı romanı yazar.
Eugéne-Emmanuel Viollet-le-Duc
Bir süre sonra henüz otuzlu yaşlarının başında olan mimar Eugéne Emmanuel Viollet-le-Duc yapının onarımını üstlenir. Viollet-le-Duc’ın Notre Dame Katedrali’ne yaptığı müdahaleler bazı kişiler tarafından sürekli kınanmaktadır; “Geçmişin hangi bölümleri korunmaya ve gelecek nesillere aktarılmaya değer? Atalarımızın eserlerine nasıl bir görev borçluyuz, onların varlığından nasıl bir güç ve istikrar kazanıyoruz?” Bu sorular sonsuz sayıda çoğaltılabilir. Ama önemli olan ne yapılacağı ve nasıl yapılacağı konusunda karar vermektir. Viollet-le-Duc bir karar vermiş ve verdiği karar doğrultusunda Notre Dame Katedrali’nin ömrünü uzatarak günümüze erişmesini sağlamıştır. Bitmez tükenmez eleştiri yerine yaptığı onarım ve bize ulaştırdığı bu görkemli eser için kendisini minnetle yâd etmemiz gerekir.
15 Nisan 2019 yangını
15 Nisan 2019 günü çıkan yangın sonucu Notre Dame Katedral’i çatısının taşıyıcı unsurları olan ahşap kirişler ve Viollet-le-Duc tarafından eklenen ahşap çan kulesi yanar ve çan sesleri duyulmaz olur. Bütün bu enkaz, eriyen kurşun örtü ile birlikte yapının içine çöker. Ortaya çıkan görüntü tam bir felaket senaryosudur. Kısa bir süre sonra hemen herkes olur olmaz konuşmaya başlar, büyük bir kaos yaşanır. Dünyanın ilgisini daha çok çekmek amacıyla Fransız hükûmeti ve medyası da bu kaosa katkıda bulunur, yapının ve Paris’in gündemde kalmasına yardımcı olur. Belgeseller çekilir, dünyanın önde gelen dergilerinde bu konuda makaleler yayınlanır, yarışmalar açılır, çeşitli görüşlerin gündeme gelmesine ve tartışma ortamının genişlemesine imkân sağlanır ve kısa süre zarfında inanılması güç bir bağış toplanır.
Philippe Villeneuve
Bu arada 2013 yılından beri Notre Dame Katedrali’nin onarımı ile görevli olan ve Fransa’daki otuz beş “Tarihi anıtlar başmimarı”ndan biri olan Philippe Villeneuve, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron tarafından yapının restorasyonu ile görevlendirilir. Bu görevin bilincinde olan ve mesleki yaşamını birçok yönden usta selefi Viollet-le-Duc’a borçlu hisseden Villeneuve, onun için; “Tarihi anıtların restorasyonunu o icat etti. Daha önce böyle bir şey yapılmamıştı. İnsanlar eskiden tarihi binaları yalnızca onarırdı ve bunu kendi dönemlerinin tarzında yaparlardı. Ya da onarmaz, tamamen yıkarlardı.” der.
Villeneuve’nin düşüncesi, kurşun örtüsü ve onu taşıyan nerede ise masif meşe sistem dahil, tüm katedrali Viollet-le Duc’un bıraktığı gibi restore etmektir. Bu düşüncesini; “Restoratörü restore ediyoruz” sözüyle ifade eder. Gerçekte bu değil mi? Notre Dame Katedrali ve benzeri yüz yıllar boyunca varlığını sürdüren yapılar zaman içinde çok sayıda onarım, ek ve eklentiyle günümüze ulaşmıştır. Bu onarımların hangisinin doğru olduğu, hangisinin doğru olmadığı akademik olarak tartışılabilir, ama artık onlar yapının bir parçası hâline gelmişlerdir. Onları yapıdan ayırmak, hiç yapılmamışçasına yok etmeye çalışmak ne derece doğrudur? Geçmişte çoğu kez yapılan bu işlemlerin, yapının devamı için günümüzde de yapılmamasının ne gibi bir gerekçesi vardır? Her kültür ve yaşam dönemi kendi görüşleri doğrultusunda, gerektiğinde bu tür yapılara müdahale edip, onun ömrünü uzatmakla görevlidir.
7 Aralık 2024
Beş buçuk yıl süren çalışma sonucu Notre Dame Katedrali’nin restorasyonu nihayet tamamlanır. 7 Aralık 2024 günü düzenlenecek bir törenle kapılarını yeniden halka açacaktır. Kutlama programı büyük oranda gizli olmakla birlikte hem ruhani hem de kültürel bir etkinlik için geniş bir kitlenin bir araya geleceği planlanmakta. 7 Aralık Cumartesi günü yapılacak açılışa resmî olarak 3.000 kişinin davet edildiği söyleniyor. İlk ayinin yapılacağı 8 Aralık Pazar günü Katolik Hristiyan dünyası için önemli bir gündür. 8 Aralık tüm Katolik Hristiyan dünyasında “Meryem Ana’nın Günahsızlığı / Lekesiz Gebelik Yortusu” olarak kutlanmaktadır. Katedralin yeniden açılışında ilk ayinin böyle bir günde yapılmasının inananlar açısından büyük önemi vardır ve çok sayıda insan bu yortuyu Notre Dame Katedrali’nde kutlamak için yapıya akın edecektir.
Gerek yangın sırası gerekse yangın sonrası Notre Dame Katedrali için çok sayıda yayın yapılır. Restorasyon sürecinde konunun her zaman canlı tutulması sağlanır. Yangını takip eden günlerde nerede ise bir milyar euroya yakın bağış toplanır. Büyük oranda bakım isteyen Notre Dame Katedrali’nin bu bağışlar sonucu Fransız Devleti’ne herhangi bir maliyet getirmeden onarılması sağlanır. Onarım süresinin başlangıcında katedralin ortasında yer alan ve yangında yok olan ahşap kule için yarışma açılacağı konuşulur, çok sayıda öneri gündeme gelir. Bir süre büyük bir tartışma yaşanır ve konunun gündemde kalması sağlanır. Onarım süresince yapılan açıklamalar, film çekimleri, üç boyutlu animasyonlar ilginin giderek artmasına sebep olur.
Fransa ve Paris büyük oranda turizm potansiyeline sahiptir. Zaman içinde tekrar tekrar bu şehri ziyaret etmenin cazibesini artırmak için çalışmak gerekir. 1969-1974 yılları arasında Cumhurbaşkanı Georges Pompidou, eskiyen ve giderek cazibesini kaybeden Paris için ikonik bir yapı yapılmasına olanak sağlar ve “Centre Pompidou” inşa edilir.
Kültür ağırlıklı turizm yapan şehir ve ülkeler, sergi, konser, spor müsabakaları gibi geniş organizasyonların yanı sıra zaman zaman kendilerini yenilemelidirler. Yeni binalar, anıtsal yapıların yenilenmesi, yeni açılım ve gösteriler. Bazı kişiler Notre Dame Katedrali’nin yanışının bir spekülasyon olduğunu, kontrollü bir yangının organize edildiğini dile getirseler de genel inanç resmî açıklamalar doğrultusundadır. Devletin kaynaklarını kullanmak yerine bağış yoluyla toplanan paralar ve yangının getirdiği medyatik başarı Notre Dame Katedrali’nin ve dolayısıyla Paris’in uzun yıllar boyunca gündemde kalmasına destek olacaktır.
Papa’nın davranışı
Açılışa davetli olan Papa Franciscus, bu davete katılmayacağını bunun yerine Korsika Adası’nda bir konferansa katılacağını açıkladı. İlginç bir açıklama… Papa bir Fransız adasını ziyaret edecek, ama Paris’e gitmeyecek üzerinde düşünülmesi gereken bir karşı çıkış…