Paralel Hayatlar...
PARALEL HAYATLAR
Milliyet Gazetesi, 3 Ekim 2021, s. 6.
MS.46 yılında Atina yakınlarındaki Khaironeia şehrinde doğan Plutarkhos, büyükbabası Lambrios ile onun babası Nikarkhos tarafından büyütüldüğünü ve onlardan çok şey öğrendiğini yazar.
Daha sonra eğitimine devam etmek için Atina’ya giden yazar, felsefe ve retoriğin yanı sıra matematik ve fizik dersleri de alır. Biyografi türünün babası sayılan yazarın adını dünyaya duyuran ve kendisinden sonraki dönemleri en çok etkileyen çalışması Paralel Hayatlar olur. 105-115 yılları arasında yazdığı tahmin edilen eserlerinden biri Hellen, diğeri Romalı olmak üzere tarihin ileri gelenlerinin hayatlarını karşılaştırır.
Bu karşılaştırmalar arasında dilimize çevrilen İskender-Sezar kitabını bir fırsat bulduğumda size tanıtmayı isterim. Bu kitabı okurken gençliğimden beri eserlerini tekrar tekrar okuduğum iki ünlü isim konusunda benzer bir yazı yazmayı düşündüm. Plutarkhos kadar derin bir incelemeye imkân bulamadığım ama bu satırları okuyan kişilerin araştırıp öğrenmesini istediğim bu insanlar, Thomas More ve Francis Bacon’dır. Dönemlerinin önde gelen düşünürleri olan bu iki insan aynı zamanda üst düzey devlet görevinde de bulunmuşlardır.
THOMAS MORE
Öyle kişiler vardır ki onların söylediklerini veya yazdıklarını değerlendirmek için yaşam hikayelerini ve kişiliklerini bilmemiz gerekmeyebilir. Hatta bazıları söz konusu olduklarında yaşam öykülerini detaylı olarak bilmemek daha doğru olabilir. Ancak ölümünün üzerinden beş yüz yıla yakın bir zaman geçmesine rağmen Thomas More’un yaşamını öğrenmek gerektiğine inanmaktayım.
4 Şubat 1478 günü Londra’da doğan Thomas More, sekiz yaşında St. Anthony’de eğitimine başlar. Dört yıl sonra babası onu Kardinal Morton’un evine yerleştirir. Dönemin geleneğine göre çocukları bir süre başka bir ailenin yanına vermenin eğitim açısından faydalı olacağına inanılmaktadır. İki yıl sonra Oxford’a gönderilir, Latincesini ve özellikle de Yunancasını ilerletir. Daha sonra New Inn ve Lincoln’s Inn’de hukuk öğrenimi yapar ve 1501’de, yirmi üç yaşında Baro’ya kabul edilir.
Keşişlik Dönemi
Sonra, dört yıl kadar bir süre boyunca manastıra kapanarak keşiş olarak yaşar. 1505’de manastırı terk ederek, Jane Colt ile evlenir, beş yıl içinde üçü kız, biri erkek dört çocuğu olur. Karısının vakitsiz ölümü üzerine, Alice Middleton ile evlenir. Bu dönemde onu ziyaret eden dostu Erasmus’a “Bil ki, çocuklarım cahil ve tembel olmasınlar diye her şeyi gözden çıkarırım; onların gelişmesine yardım etmek için gerekirse işimi gücümü bırakım” dediği aktarılır.
1509’da VIII. Henry tahta geçince, More “under-sheriff” unvanıyla yargıçlığa atanır. Kısa süre sonra Londra halkı arasında bir tekerleme yayılmaya başlar.
More bir süre yargıç olunca,
Dava kalmadı artık ortada.
More yeniden yargıç oluncaya dek,
Böyle bir şey bir daha görülmeyecek.
İnsanın Yükselişi
Sekizinci Henry, More’a çok değer vermekte, sık sık onu evinde ziyaret etmekte ve bir arkadaş gibi davranmaktadır. 1521’de “Sir” unvanı verilir. Bir dönem Avam Kamarası’nda başkan, daha sonra 1529’da döneminin en üst devlet görevi olan Baş Yargıçlığa terfi eder. Devlet mührü artık onun elindedir, aynı zamanda Lordlar Kamarası’nda başkanlık görevini yürütür.
“Gerçekten onurlu olmaktan uzak sıkıntılar ve tehlikelerle dolu bir görev sayıyorum bunu. Benden önce aynı görevi üstlenen kişinin durumundan da anlaşılacağı gibi, insan ne denli yükselirse, o denli kötü olur düşüşü”.
Kısa süre sonra kral karısından boşanma konusu nedeniyle Papalık ile anlaşmazlığa düşer ve İngiliz kilisesinin bağımsızlığını ilan eder. Koyu bir Katolik olan Thomas More, bu ayrılığa karşı çıkar ve yeni kiliseye bağlılığı konusunda yemin etmez. Bütün baskılara karşı direnen More, “insanların inanmadıkları şeylere yalan yere yemin etmemesi inancı, yani vicdan özgürlüğü uğruna” kralın hışmına uğrar ve 6 Temmuz 1535 günün başı kesilerek idam edilir.
FRANCİS BACON
22 Ocak 1561 günü, Francis Bacon Londra’da doğar. Thomas More’un inancı uğruna idam edilmesinin üstünden yirmi altı yıl geçmiştir. Babası yirmi altı yıl süresince Kraliçe I. Elizabeth’in Mühür Bakanlığı görevini sürdürmüştür. Üvey annesi Lady Ann, yetişmesine büyük katkı sağlar, On iki yaşında Cambridge Üniversitesi Trinity Kolej’e girer. Dört yıl sonra Gray’s Inn’e kabul edilerek hukuk eğitimi alır. 1582’de Baro’ya davet edilir. 1584’de parlamento üyesi seçilir. 1603’de I. James’in tahta geçişi sonrası “Sir” unvanı alır. 1613’de krallık başyargıcı, 1617’de Mühür Bakanı ve 1618’de Adalet Bakanı atanır. Lordlar Kamarası başkanı olur, önce Baron Verulam, daha sonra 1621’de Viscount St. Albans sanı ile yüceltilir.
Ölümünden sonra yakın bir dostu ardından;
“Büyüklüğü değil hayran olduğum, ama erdemi; sayıca sonsuz olmakla birlikte ondan gördüğüm iyilikler de değil benim gönlümü böylesine kul köle eden önünde, ama bütün yaşamıyla kişiliği” diyecektir.
Bir Dönemin Londrası
Dönemin Londra’sı aradan kısa bir süre geçmesine rağmen artık Thomas More’un Londra’sı değildir. Belki hiçbir zaman da Thomas More’un düşlediği Londra olmamıştır. Bütün devlet görevlileri, yargıçlar sık sık hediyeler almaktadırlar. Bu tür bir olaya karışan Bacon, 3 Mayıs 1621 günün Lordlar Kamarası tarafından yargılanarak 40.000 sterlinlik bir para cezasına, devlet görevlerinden uzaklaştırılmaya, kralın uygun gördüğü süre kadar hapse mahkûm edilir. Bir süre Londra Kulesi’nde yattıktan sonra, suçları bütün sonuçlarıyla birlikte af edilirse de Bacon bir daha devlet görevine dönmez. 9 Nisan 1626 günü Londra’da ölür.
İki paralel hayat, çocukluktan başlayan iyi bir eğitim, hukuk öğrenimi ve uzun süren devlet görevleri. Sonuç yüzyıllara örnek olması gereken kötü düşüşler. İnancı için kafası kesilen bir düşünür, rüşvet aldığı için devlet görevinden uzaklaştırılan bir başka düşünür.
Sanırım insanın gelişiminde eğitimin inkâr edilemeyecek bir rolü var. Ancak yalnızca okul eğitiminin yeterli olmadığını, daha küçük yaştan başlayan aile ve çevre eğitiminin de önemli rol oynadığı anlaşılıyor. Buna karşın, eğer yaşadığınız ortamda yozlaşmalar varsa, ne kadar ulvi düşüncelere sahip olsanız da bu bozulmadan pay almaksızın hayatı sürdürmek mümkün değil. Ya More gibi başınızı vereceksiniz ya da Bacon gibi bedelini ödeyerek çoğunluğa uyum sağlayacaksınız...