Aya Triada Kilisesi...
AYA TRİADA KİLİSESİ
Beyoğlu, 15, İstanbul, 2011, s. 50-59.
Her ne kadar halk arasında “Aya Triada” olarak bilinse de kilise terminolojisinde “Hagia Trias” olarak isimlendirilen ve İstanbul’un en büyük ve görkemli kiliselerinden biri olan bu yapının, Taksim Meydanı’ndan görkemli bir görünümü vardır.
İstiklal Caddesi, Sıraselviler Caddesi ile Meşelik Sokağı’nın çevrelediği üçgen alan içinde kalan, büyük bir bahçe içinde bulunan yapı, cadde zemininden yüksek bir platform üzerine inşa edilmiştir. 1926-1927 tarihli Pervititch Haritası’nda Kâtip Çelebi Sokağı olarak belirtilen günümüz Meşelik Sokağı, anlaşılan adı sıkça değiştirilen sokaklarımızdan biridir. Çünkü 1882 tarihli Cervati Haritası’nda bu sokağın adı Rum Mezaristanı Sokağı olarak kayıtlıdır.
1870 Büyük Beyoğlu Yangını’nın etkilediği alanları gösteren 24 Mayıs-5 Haziran 1870 tarihli haritada bugünkü kilisenin bulunduğu arazi, içinde küçük bir kilisenin (Aya Yeoryios) bulunduğu, geçmişi XVII. yüzyıla kadar uzanan büyükçe bir mezarlık olarak görülmektedir. Taksim civarında faaliyet gösteren Aya Mina Cemiyeti tarafından 1862’de inşa edilen bu küçük kilisenin ahşap olduğu bilinmektedir. Anlaşılan daha önceleri Rum cemaatine ait olan mezarlık üzerine önce Aya Triada, kısa süre sonra da Zapiyon Rum Lisesi inşa edilmiştir.
Genelde doğu hıristiyanlığında kiliselerin aziz ve azizelerin isimleri ile takdis edilmelerine karşın, İstanbul Başepiskoposluğu’na bağlı olan Aya Triada / Hagia Trias Kilisesi adı Rumcada “kutsal üçleme” yani daha yaygın olarak kullanıldığı şekilde “Teslis” anlamına gelmektedir.
Aya Triada’nın bulunduğu geniş bahçeye Meşelik Sokağı üzerindeki iki ana kapıdan girilmekte olup, bu girişlerin yanı sıra Sıraselviler Caddesi’ne bağlantıyı sağlayan merdivenli küçük bir giriş daha bulunmaktadır.
Haçvari planlı, kubbeli ve giriş cephesinin her iki yanında dört katlı simetrik çan kulleri bulunan yapı, dönemine göre oldukça modern bir mimari çözümleme içerir. Sultan Abdülaziz (1861-1876) döneminde verilen izinle yapımına başlanan bu yapının kurşun kaplı büyük kubbesi, Tanzimat sonrası gayrimüslim Osmanlı vatandaşlarına tanınan hakların bir göstergesi olarak kabul edilmelidir. Nartekste kuzeydeki köşe mekânına giriş kapısı üzerindeki kitabeden kilisenin Patrik VI. Grigorios (1867-1871) döneminde, 13 Nisan 1867 tarihinde temelinin atıldığını ve Patrik III. İoakim (1878-1884) döneminde Kutsal Haç Yortusu olan 14 Eylül 1880 Pazar günü ibadete açıldığını öğreniriz. Kilise günü, Paskalya Yortusu’ndan elli gün sonrasını izleyen pazartesi günü olarak kabul edilmiştir.
Yapının ilk etütlerinin mimar Potessaroya ait olduğu ileri sürülür, Daha sonra Vasilaki İoannidis Efendi inşaatı sürdürür. Buna karşın Mustafa Cezar, yapının mimarı olarak Kampanaki adını vermektedir. Yaklaşık on üç yıl gibi uzun bir sürede inşa edilen yapı içindeki İsa Peygamber, Meryem ve diğer azizlere ait tasvirlerin ressam Sakelarios Megaklis, mermer süslemelerin ise Aleksandros Krikelis tarafından yapıldığı bilinmektedir.
Kilisenin avlusunda, demir parmaklıkla ayrılmış bir Rum İlkokulunun yanı sıra, kiliseye ait lojman ve idari binalar ile kilisenin sağ tarafında Aya Yorgi’ye ithaf edilmiş bir de ayazma bulunmaktadır.
Beyoğlu’nda ikinci bir Aya Triada Kilisesi
Beyoğlu ilçesi sınırları içinde günümüzde pek bilinmese de aynı ismi taşıyan ve Rum Katolik cemaatine ait ikinci bir Aya Triada kilisesi bulunmaktadır. Hammalbaşı Caddesi üzerinde, İngiliz Elçiliği’nin karşısındaki bu ikinci kilisenin 1867 tarihinde yapıldığı, 1870 Beyoğlu Yangını sırasında yandığı, 1880 tarihinde yeniden yapıldığı ve ibadete açıldığını ve içinde günümüzde kulllanılmayan ve Odigitriya adı ile bilinen bir Rum ilkokulu olduğunu da belirtmek isteriz.
Bir dönemin İstanbul’una ait bu ve benzeri yapıların bizim şehir kültürümüzün vazgeçilmez örneklerinden olduğunu daima hatırlamamız ve onlara sahip çıkmamız, bu şehrin zenginliği için geleceğe taşımamız gerektiği inancı ile...