Tophane Kılıç Ali Paşa Hamamı...
TOPHANE KILIÇ ALİ PAŞA HAMAMI
Beyoğlu, 25, İstanbul, 2014, s. 38-51.
Muhtemelen İtalyan kökenli bir ailenin çocuğu olan ve Napoli'ye giderken esir alınıp donanmaya katılan ve arap asıllı olmayan korsanlara verilen "Uluç" adıyla tanınan Uluç/Kılıç Ali Paşa 1500'lü yılların başında doğar. Daha sonra Müslümanlığı kabul eder ve Ali adını alır. Barbaros Hayrettin Paşa'nın yetiştirmelerinden olan Ali Reis, 1548'de Turgut Reis'in hizmetine girer ve 1551 tarihinde İstanbul'a gelir. Piyale Paşa'nın kaptan-ı deryalığı sırasında Cerbe (1560) ve Malta (1565) seferlerine katılır. 1571 İnebahtı Savaşı sırasında kendi komuta ettiği filoyu tahrip olmaktan kurtararak İstanbul'a döner. 1572 yazında Sokollu Mehmet Paşa'nın desteği ile hazırlanan 250 parçalık bir donanma ile Akdeniz'e açılarak Tunus'un fethini tamamlar. 1574'de kaptan-ı derya olarak atanır ve ömrünün sonuna kadar (21 Haziran 1587) bu görevi sürdürür.
Koca Reis olarak anıldığı kaptan-ı deryalığı döneminde (1574-1587), dönemin padişahı Sultan III. Murad'ın (1574-1595) verdiği izinle Mimar Sinan'a Tophane bölgesinde cami, türbe, medrese, hamam, sıbyan mektebi, sebil ve hazireden oluşan Kılıç Ali Paşa Külliyesi'ni inşa ettirir. 1580 (Hicri:988) yılında ibadete açılan camiden sonra diğer yapılar da birkaç yıl içinde tamamlanır. Padişah ile Kılıç Ali Paşa arasında bu konuda bir de konuşma geçtiğinden bahis edilir. Kılıç Ali Paşa, padişahtan külliye yapımı için izin istediğinde sultanın 'Bre Paşa bütün denizler senin, niçin benden toprak istersin' diye cevap verdiği, bunun üzerine Paşa'nın denizi doldurarak yapıları bu dolgu üzerine inşa ettirdiği söylenir.
Kılıç Ali Paşa Külliyesi'nin yer seçimi bilinçli bir karardır. Galata Surları'nın Haliç yönünde 1577-1578 (Hicri: 985) tarihinde ibadete açılan Azapkapı Sokollu Mehmed Paşa Camii'ni takiben, aynı surların Boğaz yönüne yapılan bu yapılar, bir anlamda Levanten ağırlıklı Galata iskanını her iki yönden Müslüman iskanı ile denetim altına alma politikasının bir göstergesidir. Fatih Sultan Mehmed (1451-1481) döneminden başlayarak surların her iki yönünde yapılan Tersane ve Tophane gibi iki askeri tesisin peşi sıra bu kez iki büyük cami yapımı ile deniz kıyısının gayrimüslim iskana kapatılması planlanmıştır. Külliyenin inşa edildiği Tophane İskelesi, aynı zamanda Suriçi ile Beyoğlu ve Fındıklı iskanını birbirine bağlayan bir iskeledir. Cami ve çevresinde oluşturulan külliye bu iskelenin daha sıkı kontrol altına alınmasını sağlayacak ve şehir içindeki hareketler denetim altına alınacaktır.
Yazımızın esas konusu olan Kılıç Ali Paşa Hamamı, caminin ibadete açılmasından üç yıl sonra 23 Muharrem 991 / 16 Şubat 1583'de hizmet vermeye başlamıştır.Kuşluk yani cuma günleri bütün gün, diğer günler sabah namazından kuşluk vakti denilen 10.30-11.00 saatlerine kadar erkeklere, bu saatten akşam ezanına kadar kadınlara, akşam namazından gece yarısına kadar tekrar erkeklere hizmet veren bu yapılara aynı zamanda tek hamam da denilmektedir.
Cami ile hamamı ayıran dar bir sokağın batı yönünde yer alan yapıya, camiye bakan cephesinden girilmektedir. Yapının kitabesi yoktur. Hamamın 14,10 metre çapında bir kubbe ile örtülü ve camekan olarak bilinen soyunma bölümü alışılmışın dışında kagir olarak inşa edilmiştir. Soyunma bölümü yapının yarısını kaplamaktadır. Bu mekanı örten kubbeye geçiş, dört köşede yer alan dilimli troplarla sağlanmaktadır. Kubbenin üzerinde sekizgen formunda bir aydınlık feneri yer almaktadır. Mekanın tam ortasında ise on ikigen bir havuz bulunmaktadır. Hamamın sıcaklık bölümüne her iki yandan giriş yapılmakta olup, ılıklık tabir edilen bölümler küçük mekanlar olarak düzenlenmiştir. Sıcaklık bölümü altıgen planlı olup, ortasında göbek taşı denilen bir yükselti bulunmaktadır. Hamamın külhanı güney cephesinde, medreseye doğru yer almaktadır. Uzun süre bakımsız kalan, bir dönem yersiz yurtsuzların barınağı haline gelen yapı, son yıllarda restore edilerek tekrar hamam olarak hizmet vermeye başlamıştır.
Ancak zaman içinde çevresinde yer alan yolların yükseltilmesi sebebiyle bu gün çukurda kalan hamama giriş merdivenlerle sağlanmaktadır. Son restorasyon sırasında cami ile arasında bulunan sokak üzerine yeni yol kotunda yapılan dükkanlar ise yapının görünümünü etkileyen olumsuz bir müdehale olarak kabul edilmelidir.
Kılıç Ali Paşa'nın tezkirelerde kayıtlı olan ikinci bir hamamı ise Haliç kıyısında Fener Mahallesi'ndeki Çifte Hamam'dır. Ne yazık ki hiçbir iz kalmayacak şekilde ortadan kaldırılan bu hamam hakkında kayıtlardaki belgeler dışında bir bilgiye ulaşmak artık mümkün değildir...